ALTERED CARBON,DEĞİŞTİRİLMİŞ CARBON DİZİ İNCELEMESİ - AYNADAKİ ŞAİRLER
Tarihi Havadis

ALTERED CARBON,DEĞİŞTİRİLMİŞ CARBON DİZİ İNCELEMESİ

ALTERED CARBON,DEĞİŞTİRİLMİŞ CARBON DİZİ İNCELEMESİ

İMDb: 8,4
Benim Puanım: 9
Richard K. Morgan’ın üç kitaplık serisinin Türkçe’ye de çevrilen ilk kitabından uyarlanan dizi oldukça dikkat çekti. Ben de bu diziye kayıtsız kalamadım ve soluksuz bir şekilde birinci sezonu izledim. Kitabını da sipariş ettim ki en kısa sürede okuyup incelemesini girerim.
Dizi yüksek bütçeli bir Netflix dizisi, 10 bölümden oluşuyor. Bölümler 40-50 dk arasında değişiyor. İlk bölümü izleyince bu mu diyebilirsiniz ama sakın vazgeçmeyin ileriki bölümler oldukça sarıyor. Dizi aşırı kan ve cinsellik içeriyor söyleyeyim. İzlerken biraz gerilebilir ve midenizde sıkıntı hissedebilirsiniz. Ama konu ve olaylar o kadar güzel ki kendinizi aksiyona kaptırıyorsunuz.
Tabi oyuncuların başarısı ve bence Takeshi Kovacs’ın karizması ve yakışıklılığı diziye ayrı bir güzellik katmış. Eh artık oyunculardan bahsedelim artık.
Joel Kinnaman ve Will Yun Lee, Takeshi Kovacs rolünde karşımıza çıkıyor. Ben özellikle Joel’i çok beğendim. Oyunculuğu çok iyiydi ve adam çok yakışıklı. Kovacs bir elçi, gözünü kırpmadan birini öldürebilecek cesarette. Bir gün zengin Laurens Bancroft tarafından kendi ölümünün çözülmesi için tutuluyor. Başka bir bedende tekrar vücut bulan Kovacs bir cinayeti çözüp özgürlüğüne kavuşmayı beklerken biz de hakkında birçok gerçeği öğreniyor ve kendisine hayran kalıyoruz.
Kristin Ortega (Martha Higareda) ve Quellcrist Falconer (Renée Elise Goldsberry), Kovacs ın kız arkadaşları olarak karşımıza çıkıyor. Quell de bir elçi ve oldukça güzel ve cesur bir siyahi.
Kovacs ı elçi olarak eğiten de o. Ama bir uçak kazasında ölüyor. Kovacs ın yeni macerasındaki sevdiği kadın ise bir polis olan Ortega.
Ortega macera boyunca Kovacs ı yalnız bırakmıyor çünkü Kovacs ın içinde bulunduğu beden Ortega nın erkek arkadaşına ait. Ben Martha nın performansına özellikle bayıldım. Ama ne yalan söyleyeyim Quell i daha çok sevdim.
Reileen Kawahara rolü ile karşımıza Dichen Lachman çıkıyor. Cadı kız kardeş. Kovacs ın kızkardeşinin Quell ile birlikte uçak kazasında öldüğünü sanıyoruz ancaaak…Başarılı bir performans ben yine çok beğendim.
Laurens Bancroft ( James Purefoy)ve Miriam Bancroft(Kristin Lehman) ise bence tipik zengin işte çok da beğendiğimi söyleyemem ama bayadır beden değiştirip yaşıyorlar.
Evleri çok güzel. Zenginliklerinin sınırı yok. Millet beden bulamazken bunlar kendi bedenlerinden bir sürü yapmışlar.
Ve geldik benim en sevdiğim karaktere Poe (Chris Conner). Edgar Allen Poe den esinlenen sanal karakterimiz bir otelin sahibi. Otelin adının kuzgun olması da başka bir ironi. Poe o kadar güzel ve eğlenceli bir karakter ki bayıldım. Tek istediği insanlara hizmet etmek olan bu YZ oldukça başarılı. Bir bölümde kendini dedektif yardımcısı olarak adlandırmasına bayıldım. Diğer YZ ler kendilerini insanlardan üstün görürken Poe insanlar için kendini feda etmeyi göze alabiliyor.
Bir sürü kahraman var daha ama bence en önemlileri bunlardı. Konusuna gelecek olursak:Gelecekte geçen hikayede insanlar enselerinde taşıdıkları kortikal bellek sayesinde ölümden dönebiliyor. Değiştirilmiş Karbon evreninde her doğan insanın beynine kortikal bir implant takılmaktadır. Takılan implant kişinin her duyusunu kaydeder. Bu kayıtlar daha sonra istenildiği şekilde bedenden bedene aktarılabilir. Bu endüstriyi beslemek için de ‘kılıf’ adı verilen insan bedenleri yetiştirilmekte. Ancak elbette bunun için belli bir paranızın olması gerekiyor. Devlet haksız ölümlerde insanlara ücretsiz beden sağlayabiliyor ancak hemen her devlet sisteminde olduğu gibi ücretsiz bedeninizi seçemiyorsunuz. Hikayedeki ana karakter Takeshi Kovacs ise 250 yıllık bir uykudan uyanıyor. Kovacs’i uyandıran ise aşırı zengin bir iş adamı: Laurens Bancroft. Bancroft , Kovacs’i tek bir amaç için uyandırıyor: Katilini bulabilmek. Zira öldükten sonra geri dönen Bancroft yaşananları hatırlamıyor.
Dizide hastalıklı bir kardeş sevgisi de var ki tadından yenmiyor.
Fotoğrafta gördüğünüz küçük adama dizi boyunca dikkat edin. Kendisi bir psikopat. Inançlı mısınız diye sorup insanları katlediyor ve inandığınız tanrı şimdi nerede diyor. Ancak kendi öldürülürken neredeyse ağlıyor oluşu büyük tezat 😀 Tatlim nerede o özgüven diyorsunuz.
Dizide önemli bir rolde olmalarına rağmen bahsetmedigim bir aile var o da sürpriz olsun 🤣🤣
Dizide distopya ve bilimkurgu iç içe.
Görüntüler çok güzel. Karnlık bir atmosferi var. Beden geçişleri beni biraz güldürdü ve düşündürdü. Kadınlar erkek, erkekler kadın bedenine geçebiliyor hatta çocuklar büyük, büyükler çocuk bedenine de geçiyor. Bu durumlar biraz komik oluyor. Dizide gereksiz uzatılan sahnelerde yok değil ama konu o kadar heyecanlı ki bunu umursamıyorsunuz. Kitabını okuyup karşılaştıracağım tabi ama bir an önce dizinin devamı gelsin istiyorum. Seni özleyeceğim Kovacs =)
Previous
Next Post »