Gelin size bir hikaye anlatayım. Evet evet çok ta yabancı değilsiniz bu hikayeye...Hatta sizi anlatır bilir misiniz? kasabanın birinde Blogcu Hakan adında bir dayı otururmuş.
Kendisi sabahları erkenden kalkar işine gider iş aralarında ve vakit buldukça blog adında bir günlük tutarmış .
Oturduğu kasaba sakin olmakla birlikte günün büyük bir çoğunluğunda kimsecikler pek olmazmış .
Her gün işten eve dönen dayımız bu günlük olarak karaladığı blog hikayelerini Ternet adındaki bir deftere kaydedermiş.
Her gün böyle rutin bir şekilde gider gelirmiş. Birgün kasabanın ileri gelenlerinden Hikayeci Erhan Bey gittiği kasaba kahvehanesinde çocukların da toplandığı bir sohbet meclisinde bir hikaye anlatır.
Güya hikayede anlatılanlara göre kasabanın çıkış noktasında eskiden büyük bir dağ varmış, bir kaybolup bir görünürmüş hikaye böyle uzayıp giderken...
Çocuklardan biri şen şakrak Blogcu Hakan dayının oturduğu evin etrafında koşturmaya başlamış. '' Kasabamızda bir dağ var bir görünür bir kaybolurmuş '' diye yüksek yüksek bağırıyormuş.
Başlangıçta buna aldırış etmeyen dayımız sonradan gelen çocukların da aynı bağırışlarını duyunca daha çok merak eder olmuş.
Bu nasıl bir dağ ki bir kaybolup bir görünsün diye içinden düşünür olmuş. Bir sonraki gün iş çıkışı kasabanın çıkışına doğru koyulmaya başlamış.
Her gün böyle merak ede ede gidermiş. Gidermiş de bir şeyler göremezmiş. Artık yorulmuş gitmekten vazgeçmiş.
Kasabanın Aylak Editörü ile Renkli Blogcusu Seyhan Hanım aralarında konuşurlarken kulak misafiri olmuş.
Güya Dert Anası Gülhan Hanım'a bu dağ gözüküyormuş hatta hergün gider bir süre orda kalırmış . Bu durum dayıyı daha bir meraklandırmış.
Ertesi gün iş çıkışı geldiği evinin az ötesinde Dert Anası Gülhan Hanım'ı elindeki blog günlükleriyle görünce şaşırmış. Kendi kendine bu işi ben tek yaparım sanırdım diye kısa bir düşünceye dalmış. Çok geçmeden Dert Anası Gülhan Hanım'ı takip etmeye başlamış.
Gün iyice kararmaya başlayınca bir süre tedirgin olmuş. Epeydir takip ediyorum daha karşımıza birşey çıkmadı diye tekrar düşüncelere dalmış . Bu arada Gülhan Hanım'da sevinçler içinde yoluna devam ediyormuş. İyice yorulan blogcu dayımız artık yürüyemez hale gelmiş.
Az daha gittiklerinde beyaz bir ışığın etrafını sardığını görmüş . Işığın şiddetinden başlangıçta bir şey göremez olmuş. Kamaşan gözlerini kısık bir şekilde açtığında bir de ne görsün kocaman bir dağ...
Bir ara Dert Anası Gülhan Hanım gözlerden kaybolmuş. Ama bu durum blogcu dayımızı çok düşündürmemiş aksine merak ettiği o arzusuna da kavuşmanın sevinci içerisine girmiş. Dağın etrafında dolaşırken buranın bir '' Blog Ülkesi '' olduğunu öğrenmiş. Başlangıçta kasabada tek başına karaladığı blog günlüklerini kimseye göstermez çekinir bir halde kendi içinde saklarmış .
Şimdi ise burada nelere şahit olmuş. Dağın her köşesinde bir blogcu dükkanı ve bu dükkanların birer sahipleri. Hikaye burda biter.