Ayşen Gruda


Söze nasıl başlasam, sürdürsem ve bitirsem bilemiyorum... Konu "ölüm" olduğunda dilim kurur, parmaklarım tutmaz. Hele ki bu yitiriliş Ayşen Gruda gibi sanatımızın has ve kendine özgü karakterlerinden biriyle ilgiliyse işte orada susarım. Bu kez koleksiyona mutlu bir an bırakamayacağım. Bunun "mutsuz" olduğunu söylemek de yetersiz. Üreten bir insanın kaybı, bir canlı olarak insanın ölümünden çok daha fazlasını ifade ediyor.
****
Adile Naşit, Münir Özkul, Kemal Sunal, Tarık Akan, Halit Akçatepe, Zeki Alasya... Ve Ayşen Gruda... Muhakkak ismini sayamadığım daha pek çok insan... Sanatı sanat, bizi biz yapan insanlar... Hasretle anıyorum.
***
Tekrar tekrar seyrettiğim onca filmin müziği doluyor kulaklarıma... Belki hiç görmediğim semtlerde, adım atmadığım sokaklarda yürüyorum... Yalnız değilim, o da benimle... Dolaşmaya devam ediyorum, Hababam'lığıyla meşhur bir okulda, dört kız öğrenciden biri o... Gökyüzünde bir uçak, üstünde uçtuğu evin penceresinde "Vecihi" diye sayıklayan yine o... O; Ayşen Gruda.
**
Melih Kibar'ın muhteşem notaları eşliğinde karalıyorum bu satırları ve gözlerimin içinde deli kadın için balıklar yüzdürüyorum. O balıklar ki çocukların tenine değecekler, o çocuklar ki şen kahkahalarıyla büyüyecekler. Sanatçı olacaklar, akademisyen olacaklar, öğretmen olacaklar, doktor olacaklar, bilim insanı olacaklar; olacaklar ve Ayşen Gruda gibi saygıyla, sevgiyle, hayranlıkla anılacaklar.
*
Bazıları gider görünür, kalırdır; onlar yaratanlardır.


sana1soru: Veda ettiği zaman ağladığın bir sanatçı var mı?

Neşeli sevgilerle,
Mutlu Anlar Koleksiyoncusu
Previous
Next Post »