Giden Özlem mi Hiç ? ( Serbest Şiir) [2018] (Egemen Özmen)

Giden Özler mi Hiç ?


Sakin,serin bir ekim sabahı uyanır uyanmaz aklıma birden düştüğünü.
Ucu bucağı olmayan yerlerde izlerine rastladığımı fark ettim.
Gökyüzü güzel olduğu kadar soğuktu da.
Rüzgar tatlı tatlı vücuduma dokunsa bile ürpertiyordu içinde bulunduğum durum gibi,çıkmazlar eşiğinde beni.
Her gün diğer bir günün tekrarı gibi gözükse de,aslında teker teker hayat kesemize bir şeyler koyup kendimizi geliştiriyoruz.
Kimi üzüntüler biriktiriyor bu kesede kimi acılar kimi ise mutluluk,olgunluk gibi yaşam belirtileri.

Sıra gelelim şimdi kendimize;
Kim ne derse desin önce kendimizi düşünüyoruz bu hayat teknesinde 
İstemeden de olsa doğamıza,yaratılışımıza işlenmiş bu illet
Seviyorum derken bile kendimizi mutlu etmek için seviyoruz kimilerini.
İçimizdeki duyguları perçinlediği,gözlerimizi parlattığı için seviyoruz onu.

Bazen kalbimizle değilde beynimizle verilen kararları seçiyoruz.
Sevdiğimizi içimizdeki yük gibi gemiden aşağı sallıyoruz.
Terk ediyoruz okyanusun soğuk sularına onu,ölümüne giden yolda.

Terk ettiğimiz zaman gemiyi kurtardık diye düşünsek de öyle olmuyor o dediğimiz.
Bir zaman sonra okyanusun derin laneti sayıyor filikaların dört bir yanını. 
Sevgimizle birlikte harmanlanan duygularımız peşimizi bırakmıyor adeta.
Onunla,anılarla birlikte geri dönüyor gemiye ;
Tamam diyorum lanet olsun, seviyorum geri dön desem de bu imkansız kalıyor.

Ölmüştü artık o ;
Sevdiğini ellerinle okyanusun soğuk sularına bırakmıştın ya hani.
Sonra başlıyor acılar;
İşte geri dönüşü olmayan bir yolda,geminde yalnız,sevgilinin hayaletiyle yaşıyorsun bir başına.
Buna mahkumsun,acı çekmeye mahkumsun diyor okyanus.
Ya alışacaksın;
Yada karanlık derin sularıma bırakacaksın kendini der gibi gülümsüyor bana.

Tercihi sana kalıyor alışmak mı ? 
Teslim olmak mı ?
Hayatta bir okyanus misali ;
Biz bir kaptan,sevdiğimizi ise terk edemediğimiz teknemiz gibi.
Ya bu lanetle yaşayacağız yokluğunda.
Yada okyanusun dibinde bir mazi misali batacağız kollarında.


                                                                                    Yazan : Yüksel Egemen Özmen              

        


Previous
Next Post »