Kalplerin Özgürlüğü



Bu dünyada savaşlar, öldürmeler bir türlü bitmiyor. Ayrımcılığın olmadığı, insancıl, huzurlu bir ortam sağlanmıyor. Hepimiz inanıyoruz, umut ediyoruz karnı tok, çıkarsız, neşeli insanlarla dolu çiçekli bir dünyaya.

Akla inanıyoruz. Akıllandıkça nedense huzur azalıyor ama. Kedilerimize ağlıyoruz, bir yandan da dünyada insanlar öldürülüyor. İnsan akıllı olduğu için bilerek öldürüyor. Hayvanlar ise bilmeden.

Halbuki, durup dururken gülümsemek, gereksiz yere kahkaha atmak ne güzeldir. Gözlerimizin içinin gülmesi, gözlerimize güller dolması. Aptal aptal sırıtmak. Hayata gülümsemek. Güneşin ısıtması. Gün her gün doğduğu için güneşe teşekkür etmek.

Güne karşı, güneşe karşı dans etmek. Dünya dönerken mutluluktan başımızın dönmesi. Her şeyin yolunda olması dünyada. Boş boş yaşamak, tasasız. Özgürce surat asmak, telden mesaj beklemek, tatil planlamak, boş hayaller kurmak, akşama ne pişireceğimizi düşünmek gibi sıradan gündelik yaşam dertleriyle uğraşmak, acı ve ölüm yerine, dünya için endişelenmek yerine.

Melekler iyi ki bu dünyada yaşamıyor, yoksa kirli yürekli biz insanlar onların kalplerini de kirletmek isterdik. Biz insanların kalpleri belki de cehennemden geldi bu dünyaya.

Yılanların gömlek değiştirmesi gibi biz de kalplerimizi değiştirebilsek. Çıkar ve ego, kalplerimizi bağımlı yapar, bize özgürlük getirmez. Hayaller, umutlar bizi özgür yapar.
Previous
Next Post »