"Sahi...biz yaşıyor muyuz?"

Ve çatır çatır bölündük dostlar. Öyle tek bir ülke filan değiliz artık...
...
Dil peyniri kıvamında ayrıştık, tabağa saçıldık.. Bizi hayat bilgisi kitabındaki o kırmızı sınırlar ve pvc kaplı kimlik kartları bir arada tutarmış meğer, anlamazmışız. Diğerinin kokusundan, görünüşünden, sesinden tiksiniyoruz. Dokunmak bile istemiyoruz. Gerçekte, sanalda, havada, karada sildik attık ötekini, bi bizim gibi olanlar kaldı bize. Biz bir ülke değiliz artık, sadece bir arada yaşamaya zorlanan zavallı topluluklarız. Bambaşka şiirlerimiz, efendilerimiz var. Yediğimiz içtiğimiz ayrı kaldı. Köye gittiğimizde, kente geldiğimizde, bırak aynı kent içinde sokak değiştirdiğimizde birileri için hep turistiz.
...
Biz bir ülke değiliz artık, sadece bir arada yaşamaya zorlanan köle topluluklarız.
...
Bizi hep dış mihraklar bölecek diye korkardık ya azıcık yanyana durabildiğimiz o mangallı, lastik toplu günlerde. Uzaklardan korkarken içimizden çıktı kötülük, tam göbeğimizden, en derinimizden. İnançla saf kötülük birleşti, kara bir duman gibi yayıldı topraklara, kulaklardan, burunlardan girdi, gözleri perdeledi, eller hissizleşti.
...
10 Ekim 2015 günü anladım ki dostlar biz bir ülke değiliz, hatta düşman kabileler bile değiliz. Daha kötüsüyüz, birbirine düşman yamyam kabilelerden daha kötüsüyüz. Düşmanlar bile birbirlerinin çocuklarının, kadınlarının ölümlerine sevinmez. Biz sevinir olmuşuz.
...
Sahi...biz yaşıyor muyuz?

Hatice Çevik ve İzzettin Çevik. Kızları Sidar Çevik ve İzzettin Çevik'in kızkardeşi Nilgün Çevik patlamada hayatını kaybetti.
...

Previous
Next Post »