En çok okuduğum yayınevleri


“Okuduğum Kitaplar” bloğu beşinci yılını tamamladı. Blogda okuduğum kitaplar, okuyacağım kitaplarla ilgili kitap önerileri ve okuma listeleri hazırlarken, hangi yayınevlerinden olduğuna da dikkat ederim. Kitabın türü, çevirmeni, eğer bir edebi kitapsa hangi ülke edebiyatından olduğunu blog yazısı etiketlerinde mutlaka belirtiyorum. Bu aynı zamanda hangi ülke, tür ve yayınevinden daha çok ya da az kitap okuduğumu da görmem açısından faydalı oluyor.

Bloğun beş yılına baktığımda bazı yayınevlerinden okuduğum kitap sayısının çok olduğunu görüyorum. Tabii bir kitabı seçerken yayınevi benim için önemli bir konu. Bu kitabın, içeriğinin, çevirisinin iyi ve kaliteli olduğu anlamına da gelir aynı zamanda.

Şöyle bir örnek vereyim: Uzun süre Carlo Collodi’nin “Pinokyo”sunu okumak aklımdaydı. Bir gün okumaya karar verince elime iki farklı yayınevinden kitap geçti. Böyle çok bilinen kitaplarda en çok dikkat ettiğim şey tam metin olması ve çevirmenin kim olduğuydu. Ancak bu iki kitapta da çevirmenin kim olduğunu bulamadım. Bu kitapları biri İtalyancadan çevirmiş olması lazım ancak bu bilgi kitapta yok. Yayın yönetmeni, editör, kapak tasarımı ve birkaç kişinin ismi daha var ancak çevirmen bilgisi yok. Böyle yüzlerce Pinokyo kitabı olduğundan eminim.

En sonunda Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Pinokyo’yu okudum. Çevirmeni de Egemen Berköz. Ayrıca da tam metin.

Bu aynı zamanda bazı klasikler için de geçerli, bir yayınevinin bin sayfa bastığı bir klasik bir yayınevinden 200 sayfa olarak çıkabiliyor. Peki, 800 sayfa nereye gitti? Kim, hangi yöntem ve amaçla 800 sayfayı çöpe attı? En önemlisi de kitabın herhangi bir yerinde bu basımın özet ya da kısaltılmış basım olduğu ile ilgili bir bilgi olmaz. Bundan dolayı kitabın hangi yayınevinden çıktığı konusu önemlidir.

EN İYİ YAYINEVLERİ HANGİLERİ?

Peki, en iyi yayınevleri hangileridir? Buna herkes kendine göre bir cevap verebilir. Bir yayınevinin en iyi ya da en azından iyi olması neye bağlıdır. Bana göre en başta kaliteli baskıya. Buna redaksiyonun iyi olması, çevirisinin güzel olmasını söyleyebiliriz. İkinci önemli hususlar, cilt, kapak ve kâğıt kalitesini ekleyebiliriz.

Yayınevinin seçtiği ve bastığı kitapların içeriği de önemlidir. Ama bazen kaliteli bir kitap çok kalitesiz bir şekilde de basılabiliyor. Mesela, daha birkaç gün önce okuduğum, türünün en iyilerinden biri olarak görülen bir romanda onlarca yazım hatası fark ettim. Hele ayrı ve bitişik yazılan “da”ların düzgün yazıldığı bir yer bulamadım.

Şimdi de en çok okuduğum yayınevlerine geçelim. Son beş yılda en çok okuduğum yayınevleri ve okuduğum kitap sayıları şöyle:

1 - Can Yayınları (18)
2 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (15)
3 - İletişim Yayınları (14)
4 - İthaki Yayınları (13)
5 - Yapı Kredi Yayınları (12)
6 - Metis Yayınları (11)

Tam liste burada: https://kitapokurum.blogspot.com/p/yaynevleri.html

Bu yayınevlerinin her biri, farklı türlerde öne çıktıkları için çok tercih ettiklerim arasında yer alıyor. Mesela İş Bankası’nı daha çok klasikleri ile biliyor ve okuyorum. İthaki deyince aklıma ilk önce bilim kurgu edebiyatı gelir, Metis’in ise hem edebiyat dışı hem de özellikle fantastik edebiyat kitaplarını çok okudum.

Son olarak sizin de en çok okuduğunuz, tercih etiğiniz yayınevleri hangileridir? Bu yayınevlerini tercih etme sebebiniz nedir? Size göre Türkiye’deki en iyi yayınevleri hangileridir? Bu konulardaki görüşünüzü yorumda benimle paylaşırsanız sevinirim.

Previous
Next Post »