TÜRKİYE'DEN SERAMİK SANATÇISI FÜREYA KORAL



“ İstiyorum ki yaptığım çini tabakta en fakir ev yesin.
 Benim çinilerim herkesin olsun.
 Yaptığım masa her evde bulunsun. 
Bir ocak yapmalıyım çiniden, güzel bir merdiven başı kahve fincanlarım olsun bütün kahvelerde.
 Zengin fakir, iyi kötü bütün evlerde… Genç ihtiyar bütün ellerde… 
Sanatı müzelere hapsetmek yok, o sanat ölü sanattır. “
Ana malzemesi “kil” olan seramik, en basit haliyle “pişmiş toprak” olarak ifade edilir. 
Seramik; uygarlığın erken dönemlerinde insanoğlunun günlük hayatına girmiş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Kimi kaynaklar seramiğin tarihini insanlığın tarihiyle yaşıt kabul eder.

Türkiye’de ise seramik sanatı denildiğinde akla gelen ilk isim Füreya Koral’dır.
 Peki kimdir bu Füreya Koral?

Kendisini Ayşe Kulin'nin Füreyya kitabından bakınız; okuyarak tanıdığım ve yaptığı çalışmalara fazlasıyla  hayran kaldığım sanatçı kişidir.

Çocukluğumdan beri seramik kursuna gitme meraklısı olduğum için kendisine  pür dikkat kesilmiş,  yaptığı çalışmalarla hayranlığımı ve insani sevgimi kazanmıştır. 
  
Füreyya Koral'ı  biraz daha yakından tanıyacak olursak;
 Profesyonel anlamda ilk Türk seramik sanatçısıdır. 
Farklı sanat dallarıyla uğraşsa da ilk olması bakımından seramik ve çinicilik sanatıyla tanınır.
 Hayatı boyunca sanatın içinde olan ve çevresini de hep sanatçılarla oluşturan biri olmuştur.
Birçok sergide yer almış, ödüller kazanmıştır.

Füreya Koral 12 Haziran 1910 yılında İstanbul'da Büyük ada da doğmuştur..

 Babası Atatürk’ün silah arkadaşlarından General Emin Koral’dır.

 Çocukluğu kalabalık ailesiyle birlikte Dedesi Şakir Paşa’nın büyük Osmanlı Konağında edebiyat ve müzik eğitimleri ile geçmiştir. 

 Emin Paşa'nın kızı olan Koral, Fransız lisesi olan Notr Damme de Sion'dan 17 yaşında mezun olmuş.


Öğrenim hayatına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Felsefe Bölümü'nü okuyarak devam etmiştir.
 Macar olan ünlü keman virtüözü Charles Berger'den özel keman dersleri almıştır.
 Keman ve müzik konusunda aşama kaydedip 1940-1944 yılları arasında müzik eleştirmenliği de yapmıştır.
Füreya ilk evliliğini Sabahattin adlı Bursalı bir gençle yapar.
 Entelektüel donanımı olmayan bu genç Füreya'yı sağlıklı bedeni ve güler yüzü ile tavlamıştır. 
Ancak evlilik çok fazla uzun sürmez. 
Füreya ikinci evliliğini ise kendisinden hayli büyük olan dönemin milletvekillerinden Kılıç Ali'yle yapmıştır.
   Füreya Koral, bu esnada tüberküloza yakalanmış  ve tedavi olmak amacıyla İsviçre'ye taşınmıştır.
 Tedavi döneminde vaktini değerlendirmek isteyen Koral, teyzesi sayesinde seramikçiliğe başlamış  ve bu hobisini zamanla ciddi bir uğraş haline getirmeyi başarmıştır.
1947 yılında İsviçre'nin Lozan kentindeyken dönemin tanınmış seramikçilerinden Georges Serre'nin destekleriyle özel bir seramik atölyesinde çalışmak üzere Paris'e yerleşmiş olan Füreyya, 

 İlk sergisini 1951 yılında Paris'te açarak kariyerinde büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. 
1951 yılı bitmeden Türkiye'ye dönüp  Maya Galerisi'nde eserlerini sergilemiştir.
1951 yılından 1997 yılında hayatını kaybedene dek yurt içi ve yurt dışında 32 sergi açmış ve onlarca ödül almıştır.

 26 Ağustos 1997 yılında İstanbul'da vefat eden Koral, öldüğünde 87 yaşındaydı.

Füreya Koral ölümü sonrasında da hatırlanmaya devam ediyor.

Jacques Lassaigne'nin Füreya'ya bakışı


“Füreya Kılıç çiniciliğe, Anadolu medeniyetlerinin bu eski sanatına, yepyeni bir tazelik getirmiştir.
 Vücuda getirdiği eşyanın gündelik 
 Vücuda getirdiği eşyanın gündelik faydalarının dışında, çok daha derin bir ihtiyacı karşılamayı bilmiş ve eşyaların renkli yüzeyleri üzerine şiir ve sihirle dolu düşüncelerin anlamını belirten motifler çizmiştir.

Üzerlerinde nakışlaşmış bir çiçek veya girift bir yazı olan bu ışıklı çiniler gün aydınlığının sızmadığı loş odaların ve avluların ideal süsleridir.
 Füreya Kılıç bu konuyu tazeleyerek çok daha uzaklara gitmiş, hayal ve hatıranın sisleri arasında sezilen esrarlı alemlere pencereler açmıştır.” 

FÜREYYA'NIN SANATA  VE DÜNYAYA BAKIŞ AÇISI

İlk sergisini seramik panolarla Paris’te açar Füreya Koral. 
Folklorun, yazının, el işinin esinlerini taşıyan bu panolarla  o dönem oldukça güzel tepkiler alır, seramikleri Doğu ve Batı’nın bir sentezi olarak değerlendirilir.
 Aynı sergi Türkiye’de formu dışlayan duvar panoları olduğu için eleştirilir. Oysa Anadolu seramik geleneğinin bir devamı olarak mimarideki çini kullanımlarından etkilenmiş ve bunun üzerinde çalışmak istemiştir sanatçı.

 Bu, bir geleneği miras almanın, yorumlamanın ötesinde seramik sanatının daha görülebilir olması üzerine bir karardır.

Füreyya, insanların sanatın içinde yaşaması gerektiğini düşünür.İlk yaptığı panoların duvarda bir resim gibi sergilenmesi ona hem garip gelecek hem de daha sonra işlevsel olanla izlenir olanı birleştirmesi için yeni fikirler üretmesini sağlayacaktır.

Bu yüzden seramik tabak örneklerini kullanıma değil duvarda sergilenmeye yarayacak şekilde üretir.

 Bununla birlikte, bu çalışmalara dokunulması, onun elinden çıkan bir fincandan kahve içilmesi en az duvarda sergilenmesi kadar değerlidir onun için. 

Hatta sanatın müzelere hapsedilmemesi, evlerin içine girmesi gerektiğini savunur.

Füreya Koral üzerine okuma yapıp onun yapıtlarını izleyenler, entelektüel bir birikimle yaşam deneyiminin, estetik algılayışla insani duyarlılığın bir potada eridiğine tanık olacaklardır.

 Onun bir yandan büyük bir ağırbaşlılıkla kendini gösteren eserlerinin yanına, çocuksu, uçarı yapıtların eklenmesi kuşkusuz rastlantı değildir.

 Zaten rastlantılara da inanmaz Füreya. Ferit Edgü ile yaptığı bir röportajda, Rastlantı dediğimiz şeyin bilinçaltının tezahüründen başka bir şey olmadığını söyler. 
Tıpkı seramiğe şekil verirken ortaya çıkan eserlerin Anadolu esinleri taşımasının rastlantı olmadığı gibi.

Şu sıralar Kale Grubu tarafından hayata geçirilen Füreya Koral retrospektif sergisi Akaretler’deki Sıraevler’de yer alıyor.
Sanatçının iki yüze yakın eserinin bir araya getirildiği sergiye bir katalog ve Ayşe Kulin’in onun yaşamı üzerine kaleme aldığı roman eşlik ediyor.
Sergi, panolardan, günlük kullanım nesnelerine ve heykel çalışmalarına dair seramik çalışmalarının önemli örneklerini kapsayan, sanatçının uzun soluklu üretim sürecini yansıtan sergi sadece seramikleri değil aynı zamanda yaşamına dair ayrıntıları, mimari panolarının fotoğraflarını, resim ve yazılarını da içeriyor.
Öte yandan Koral’ın esin kaynaklarının çeşitliliğini görmek, bir sanatçının kimliğinin oluşumuna tanıklık etmek adına sergi önemli veriler sunuyor. 

Hitit sanatından İznik çinilerine Anadolu geleneğini; seramiğin önce sanat sonra tasarım nesnesine dönüşümüne kadar Batı izleklerini özümsemiş bir sanatçı olarak bu topraklarda yapılan çağdaş üretime de dikkat çeken Füreya Koral’ın öyküsü, aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme hikâyesinin de bir parçasına dönüşüyor.

Füreya Koral, sanat hayatı boyunca Güney Amerika’nın Aztek ve Maya kültürlerinden, Antik Mısır’a, Mevlevilik’ten İran ve Anadolu geleneklerine kadar, birçok farklı tarzı inceledi ve bunları eserlerinde eşsiz bir şekilde sentezledi.
 Aynı zamanda Türkiye’deki ilk seramik atölyesini kurarak birçok seramik sanatçısının da yetişmesine önayak oldu.

Károly Aliotti, Nilüfer Şaşmazer ve Farah Aksoy küratörlüğünde hazırlanan sergi, 18 Ocak 2018 tarihine kadar devam ediyor olacak.
Bu dopdolu geçen hayatın izlerine tanık olmak ve bu hayattan aldığı ilhamla yarattığı eserlerini görmek için Füreya Koral’ın şu ana dek hazırlanan en kapsamlı retrospektif sergisini mutlaka ziyaret etmelisiniz.
 60. kuruluş yıldönümünü kutlayan Kale Grubu tarafından hayata geçirilen sergi, gördüğü yoğun ilgi sayesinde 28 Ocak tarihine kadar uzatıldı; sergiyi Akaretler’deki Sıraevler’de görmek için elinizi çabuk tutmalısınız.


Yurt dışı sergileri
Salon d'Octobre - Paris
Modern Sanat Müzesi - Mexico
Napstkovo Müzesi * Prag
Smithsonian Institute - Washington
Aldığı Ödüller
Cannes Milletlerarası Sergisi - Gümüş madalya ödülü
Prag Milletlerarası Sergisi - Altın madalya ödülü
İstanbul Milletlerarası Sergisi - Gümüş madalya ödülü
Washington Smithsonian Enstitüsü Ödülü
Vallauris Bienali Onur Diploması Ödülü

Füreya Koral eserleri

Marmara Oteli lobisi duvar panosu
Ankara Ulus Çarşısı duvar panoları
Ankara Tam Sigorta Binası duvar panoları
Ankara Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde duvar panosu
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı duvar panosu
İstanbul Taksim'deki Divan Pastanesi duvar panosu
İstanbul Arts Hotel'de duvar çinileri

BEN FÜREYYA OLSAM; Yaptığı işlerden onun yolundan giderdim bu benim için yeterli zaten..
En yakın zamanda bir seramik kursunun yolunu tutmak lazım dostlar
İdolüm Füreyya, canım Füreyya.

Seviliyorsunuz dostlar.



Füreya Koral, yıllar sonra seramik sanatının içinde kendini bulduğunda, Şakir Paşa Konağı’nın kendi üzerinde bıraktığı etkiyi şöyle ifade eder:

“Bense kendimi hiç doğuya ait hissetmedim yaşamım boyunca.
Bir gün seramiğe başladığımda bir de ne göreyim, içimden taşan tüm imgeler, hayranı olduğum batı toplumunun zevkini, felsefesini biçimini değil de benim doğup büyüdüğüm toprakların renklerini, biçimlerini, simgelerini yansıtıyor.

 Ben Osmanlı laleleri, karanfilleri ve söğütlerinin,  Kütahya yeşilinin, kiremit kırmızısının hele de Akdeniz turkuazının tutsağı imişim…

Ben tepeden tırnağa Bizans, İstanbul ve Anadolu imişim, meğer!”








































 





Previous
Next Post »